10 yıldır ortalama yılda 6 ay mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan 23 yaşındaki bir gencin ifadeleri
Biz ailecek yıllardır mevsimlik tarım işçiliği yapıyoruz. Dedem, babam daha doğmadan bu işi yapıyormuş. Dedem çocuklarını okutmamış meslek sahibi yapmamış, onlar da mecbur tek bildikleri iş olan tarım işçiliğini yapıyorlar. Annem hasta olduğu için ve kardeşlerim okuduğu için mecbur babamla ben çalışıyorum. Biz 4 kardeşiz, 3 kardeşim okuyor. Ama ben okuyamadım. Aslında bir kardeşimiz daha vardı. 5 yaşında su kanalında boğularak öldü. Ben o zaman 10 yaşındaydım. Çadırımız iki kanalın arasındaydı. Annem çocuklara bakıyordu. Babam bahçe sulamaya gitmişti.Kardeşim nasıl çadırdan çıktı, kanalın kenarına gitti bilmiyoruz. Bulduğumuzda ölmüştü, kanalın kenarında el izleri vardı. Tutunamamış, kayıp içine düşmüş. Köylüler bize yer vermiyorlardı. Yer verselerdi bizde kanalın kenarına çadır kurmazdık, kardeşimde ölmezdi. Tarlada çalışmak gerçekten çok zor, fare, yılan, akrep her türlü böcek var. Ayrıca bir kadın olarak çalışmak daha da zor. Tarlada ayrı, evde ayrı çalışıyorsun. Su getir, yemek yap, yatak yap herşeyi sen yapıyorsun. Ayrıca hergün farklı tarlalarda çalışmaya gittiğimiz için her tarlada tuvalet olmuyor. Bu konuda bir kadın olarak çok sıkıntı yaşıyorum.Normalde çalışma saatlerimiz sabah yedi akşam beş. Ancak biz sabah beşte yola çıkıyoruz akşam beşte dönüyoruz. Bazen bizi götüren araç çok kalabalık oluyor. Bu yüzden iki yıl önce motorumuz devrilmişti. Çok şükür o zaman kimseye bir şey olmadı. Ama mecbur yine gidiyoruz. Tarım işçisi nerde para varsa oraya gider. Dişini sıkar yine de çalışır.
Ben sağlık aracısı olmak için programa katıldım. 10 gün eğitim aldık. Çok şey öğrendik.
Bu sene benim için çok farklı geçti. Altı ayın nasıl geçtiğini hiç anlamadım. Bir yandan taralada çalışıyor, boş vakitlerimde ise öğrendiklerimi insanlara anlatıp onlara yardımcı olmaya çalışıyordum. Ben hep öğrendiklerimi insanlara anlattım.Bu eğitim sayesinde 100 kadına ulaşmışımdır.
· Bir gün tarlaya gidiyorduk. Bizleri motora bindirdiler. Motorda bir kadın dikkatimi çekti. Yere çökmüş sıkı sıkı karnını tutuyordu. Motor hopladıkça rahatsız oluyordu. Daha sonra kadının hamile olduğunu öğrendim. İlk gebeliğiymiş, o yüzden korkar karnını tutarmış. Hamile kadınla, eşiyle, kayınpederi ve kaynanası ile konuştum. Gebe iken tarlada çalışmanın zararlı olduğunu ve çalıştırmamaları gerektiğini söyledim. Bir daha kadını işe getirmediler.
· Tespit ettiğim bir gebem vardı. Ancak kendisiyle henüz görüşememiştim. Daha sonra yanına gittiğimde düşük yaptığını öğrendim. Düşük yapmadan önceki gün soğan tarlasında ilaçlama yapmışlar. Kadın ilaçlama yapılan alanda çalışmış. Ertesi gün kanaması başlamış ve bebek düşmüş. Kadına tarım ilacından bebeğinin düşmüş olabilieceğini söyledim. Bana daha önce neredeydin, bunları bilmiş olsaydım eşime anlatsaydın belki beni çalıştırmazdı, bende bebeğimi kaybetmezdim dedi.
· Bir aile su kuyusunun yanına çukurlu hela yapmıştı. Ben tuvaletten tüm mikropların bulaştığını, tuvaleti çadırdan uzak bir yere yapmları gerektiğini söyledim. Onlarda sözümü dinledi, tuvaleti uzak bir yere yaptılar. O sene ailecek ishal olmuşlar. Tuvaleti suyun yanından uzaklaştırınca daha ishal olmadıklarını söylediler. Eskiden biz bilmiyorduk, demek ki sudanmış ishalimiz dediler.
· Bir teyze tarlada çalışırken yere yığıldı. Ben hemen yakasını açtım. Tarla sahibine ambulansı aramasını söyledim. Kadını hastaneye götürdüler kalp krizi geçirmiş. 20 gün sonra kadın yeniden çalışmaya geldi.
· 43 yaşında bir kadın vardı. Kadınla konuştuğumda adetinin geçiktiğini söyledi, ben de gebe olabileceğini doktora gitmesi gerektiğini söyledim. Kadın çalışırken ağır yük kaldırmış. Kamışları taşımış. Kanaması başlamış. Kadın 46 günlük gebeymiş. Ağır yük kaldırmaktan bebeğini kaybetti.
· Benim yengemde gebeydi. Amcama anlattım yengemi çalıştırtmadım. Yengemi işe götürmedik. Doğuma 1 ay kala Urfa’ya geldi ve doğumunu burda yaptı.
· Babam arabayla 50 yaşındaki bir kadının yanına götürdü beni. Kadının en küçüğü 3 yaşında olmak üzere 11 çocuğu vardı.Kadın yine gebeydi. Artık gebe kalmak istemediğini idrarını tutamadığını söyledi. Kadının kocası korunmasına izin vermiyormuş doğurabildiğin kadar doğur diyormuş. Ben korunma yöntemlerini ve kocasını ikna etmesi gerektiğini anlattım.
Bize broşürler, kitaplar hazırlandı, eğitimlerde kullanmak için.
· Akraba evliliği broşürü herkesin çok dikkatini çekiyor. Amca, dayı, hala çocuklarıyla nişanlı çok kız vardı. Özellikle onlar benden istediler. Ne yapacaklarını sordular. Bende evlenmeden önce doktora gitmeleri gerektiğini söyledim.
· Klor kullanımı ve tuvalet yapımını anlatan broşür de çok ilgilerini çekti. Başımıza gelen şeyler demek bunlardanmış, biz bilmiyormuşuz dediler.
Tarlaya doktor, hemşire geldi.
Biz düzenli olarak Adana’ya çalışmaya gideriz. Ben sizin verdiğiniz numaradan sağlık çalışanlarını arayınca her ay gelmeye başladılar. Zaten bir ayı geçtiği halde gelmemişlerse ben hemen arıyorum. Gelmeden önce beni arayıp haber veriyorlar. Gelecekleri gün gebelerimiz tarlaya gitmiyor. Muayeneleri yapılıyor. Ben işte olduğum için görmedim. Ancak annem anlattı. Çocukların gebelerin muayenlerini yapmışlar. Tüm ailelere klor dağıtmışlar ve nasıl kullanılacağını anlatmışlar. Ailem ve diğer kullananlar çok memnun kaldık. Bu yıl hiç ishal olmadık.
Aldığınız eğitim sonrasında hayatımız değişti.
· Eğitim çok yararlı oldu. Bilmediğim çok şey vardı onları öğrendim. Ben akraba evliliği, gebelik kontrolü, kansızlık, kan uyuşmazlığı nedir bilmezdim. Şimdi öğrendiklerimi etrafımdaki herkese anlatıyorum.
· Kendime güvenim arttı.Babam önceden beni tek dışarı bırakmazdı. Şimdi kendisi git diyor. Ne güzel bize kendine herkese faydan oluyor diyor.
· İnsanlara faydanın olması çok güzel bir şey. Sürekli insanlara faydalı şeyler yapmak, öğrendiklerini anlatmak istiyorsun.